1 Mayıs 2009 Cuma

Deli Deli Olma


Dün çok içten, sıcacık bir film izledim. Deli Deli Olma... Başrol oyuncuları Tarık Akan ve Şerif Sezer. Film, Kars'ın bir köyünde piyano çalmak için yanıp tutuşan Elma adlı kız ile, bir Malakan olan Mişka (Tarık Akan) arasındaki ilişkiyi anlatıyor.

Mişka'nın babası Çarlık Dönemi'nde ailesi ve tabi piyanosuyla beraber Kars'a yerleşmiş. Mişka'nın piyanosu ve Rusya'da yaşayan kardeşinden başka kimsesi yok. Paskalya'da telefon eder diye onun için telefon bile bağlatmış.

Köylüler Mişka'yı Hıristiyan olduğu için yada "yabancı" olduğu için yargılamıyor. Ancak köyün en yaşlısı olan Popuç (Şerif Sezer) köylülerin ona yardım etmesini engelliyor. Ancak bunun aslı sebebini filmin ilerleyen bölümlerinde, Mişka ölüm döşeğindeyken anlıyoruz.
Köylüler her ne kadar yardım elini uzatmakta zorlansada, Popuç'un torunu Elma, Mişka'nın yanına gidip ona yardım ediyor. En sevdiği et olan kaz etini yemeğip onunla paylaşması, yemeğini yapması ve -benim için en hüzünlü olanı, Mişka'nın telefonun çalıp, onun yerine Elma'nın açması ve yanlış numara olduğunu anlayıp karşı tarafın telefonu kapaması ama Elma'nın Mişka'nın kardeşiymiş gibi telefonda konuşmaya devam etmesi beni gerçekten çok hüzünlendirdi.

Filmde drama ve komediye yer verilmiş. Ama bu ikili birbirlerinin üzerine çıkmadan, dozunda ve yerinde devam ettiğini düşünüyorum. Oyuncuların çoğu zaman şivelerini değiştirdiklerinden dolayı bazı şeyleri anlamakta zorlanıyor insan. Bir de film Kars karlı iken çekilmiş. Ancak benim izlediğim sinemada mı bir problem vardı, yoksa filmin görüntü kalitse mi kötüydü bilmiyorum ama güzel karlı görüntüleri soluk bir şekilde izlemek durumunda kaldım. Aynı şekilde iç mekan çekimleri de bu şekildeydi.

Oyunculuklara gelirsek, Elma'yı oynayan, Cemile Nihan Turhan köylü kızını oldukça iyi oynamış. Kuzeni olan Tavşan ise (isimlerin neden böyle seçildiğini ben de merak ediyorum), film deki en enteresan çocuk oyuncu idi. Benim bu yaşımda bile söylemeye çekineceğim küfürleri gayet rahat ve komik bir şekilde söyleyebiliyordu. Şerif Sezer'i ben ilk tv dizisi olan "Çemberimde Gül Oya"da izlemiştim. Orada, kocasının buyunduruğundan dışarı çıkamayan, okuma yazma bilmeyen ama daha sonra azim edererek okumayı söken, hatta para kazanıp evin geçimini bile sağlayan Urfa'lı bir kadını canlandırıyordu. Bana göre çok da başarılıydı. Gerçi o dizi başlı başına bir başarıydı ama neyse...

Veee Tarık Akan! Tarık Akan Türk sinemasının bana göre en ilginç oyuncularından beri. Eski Yeşilçam filmlerinde izlediğim Tarık Akan ile '80 sonrası izlediğim Tarık Akan gerçekten çok farklı. Ben o dönemlerde yaşamadığım için tam olarak bilemem ama Tarık Akan hakkında bir kronoloji yaptığımızda bana göre en verimli ve entellektüel olarak gelişim sağldığı dönemler '80 sonrasıdır. Bu filmde bile kendini yenilemekten geri çekmemiş. Filmdeki piyano sahnesinde piyanoyu bizzat kendisi çalımış ve söylemiş. Kendisi eğitim almamış olsa bile, oyunculuk eğitiminin gerekli olduğunu düşünebiliyor.

Bu arada Malakanlar üzerine birkaç site buldum bir bakın derim

http://malakan.blogcu.com/

http://www.molokane.org/places/Turkey/Kars/Karagoz/Who_are_Molokans.html

Birgün'de yayınlanan Tarık Akan ve Şerif Sezer'in röportajı için:

http://www.birgun.net/report_index.php?news_code=1239539987&year=2009&month=04&day=12
(Biterken Çalan: Pink Floyd - Your Possible Pasts)

2 yorum:

biberli dedi ki...

yazılarını özlemişim canım.
film, bende merak uyandırdı. her ne kadar bu tip filmler biraz beni hüzünlendirdiği için, izlemekten kaçsam da, belki yenerim bu duygumu.
du bakalım ;)

yarabandı dedi ki...

evet biraz hüzünlü bir film. filmde tarık akanın piyano çaldığı bölümde tutamadım kendimi, ağladım. Şarkının sözlerinden sanırım.Ama ben çok beğendim.Tavsiye ederim :)